Savaşın kadın ve çocuklar üzerindeki etkileri: Filistin örneği

Abstract

Savaşlar, toplumları sosyal, psikolojik ve sağlık açısından derinden etkilemektedir. En çok etkilenen gruplar arasında kadınlar, çocuklar ve gebeler yer almaktadır. Filistin’de, 7 Ekim 2023’ten itibaren yaşanan saldırılarda en az 18 bin çocuk hayatını kaybetmiş, 34 binin üzerinde çocuk yaralanmış ve 1 milyondan fazla çocuk yerinden edilmiştir. Bu durum, psikolojik ve fiziksel olarak bu çocukların geleceklerini tehdit etmektedir. İsrail saldırıları nedeniyle Filistin nüfusunun %90’ından fazlası birden fazla kez yerinden edilmiştir. Ekim 2023 ile Temmuz 2024 arasında, 2 milyondan fazla Filistinli kişi günlük su ihtiyacını karşılamakta zorlanmış ve 2-9 litre arasında suya erişebilmiştir. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu 2024 Aralık raporuna göre, 48 bin gebe kadın acil gıda güvensizliği yaşamış ve güvenli suya erişimleri olmamıştır. Bu koşullarda, gebelerin hijyen ihtiyaçlarını karşılamaları mümkün olmamaktadır. Ayrıca, yetersiz su ve sanitasyon nedeniyle kadınlar, anemi, eklampsi, kanama ve sepsis gibi risklerle karşı karşıyadır. Gazze’de, 7 Ekim 2023’ten bu yana abortus oranlarında %300 oranında bir artış yaşanmıştır. UNICEF raporunda, temel barınak eksikliği ve kış sıcaklıklarının birleşmesiyle 8 bebek hipotermiden vefat etmiştir. Gebelerin abluka altında kalması ve tahliye edilmemesi nedeniyle sağlık hizmetlerine erişim zorlaşmıştır. Sağlık çalışanlarının ve gönüllülerin yerinden edilmesi, gebelere doğum öncesi ve sonrası bakım verme imkânını imkansız hale getirmiştir. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi'nin raporunda; gebe kadınların %68’i gebeliklerinde tıbbikomplikasyon yaşamakta ve bunların %92’si idrar yolu enfeksiyonu, %44’ü hipertansif bozukluk, %28’i erken doğum, %12’si ölü doğum yaşandığı bildirilmektedir. Bu sağlık problemleri, Filistinli kadınların sağlık hizmetlerine erişimdeki engelleri göstermektedir. Doktorlar ve ebeler, gebelerin gelecekte tıbbi bakıma erişim konusunda tereddüt etmeleri nedeniyle erken sezaryen isteme eğiliminde olduklarını belirtmişlerdir. Filistin’deki sağlık hizmetleri, tıbbi bakım eksiklikleri, hijyen malzemeleri ve pedlere erişim gibi temel ihtiyaçların karşılanamaması nedeniyle özellikle gençler hijyenik pedlere ulaşmakta zorluk çekmektedir. Sonuç olarak, Filistinli kadınların sağlık haklarının korunması için uluslararası toplumun sorumluluk alması gerekmektedir. Sağlık hizmetlerine erişim, bu kadınlar için temel bir hak olup, desteklenmesi gereken bir insani gerekliliktir.

Wars deeply affect societies, especially women, children, and pregnant women. Since the attacks in Palestine on October 7, 2023, at least 18,000 children have died, over 34,000 have been injured, and more than one million have been displaced. This severely impacts their future, both psychologically and physically. Due to Israeli attacks, over 90% of the Palestinian population has been displaced multiple times. Between October 2023 and July 2024, over 2 million Palestinians struggled to meet their daily water needs, with only 2-9 liters available. According to the United Nations Population Fund’s December 2024 report, 48,000 pregnant women faced acute food insecurity and lacked safe water, making hygiene difficult. In such conditions, women are at risk of anemia, eclampsia, hemorrhage, and sepsis. Since October 7, 2023, abortion rates in Gaza have surged by 300%. The UNICEF report notes that 8 babies died from hypothermia due to the lack of shelter and cold temperatures. Additionally, the blockade and limited access to healthcare hinder pregnant women’s ability to receive proper care. The displacement of healthcare workers and volunteers has disrupted prenatal and postnatal care. According to the United Nations Women’s report, 68% of pregnant women face medical complications, 92% suffer from urinary tract infections, 44% from hypertensive disorders, 28% from preterm births, and 12% from stillbirths. These health issues highlight the barriers Palestinian women face in accessing healthcare.Doctors and midwives have reported that concerns about future medical access lead many women to request early cesarean sections. In Palestine, bas-c healthcare services, hygiene materials, and sanitary pads are scarce, particularly affecting young women. The international community must take responsibility for protecting the health rights of Palestinian women. Access to healthcare is a fundamental right and a critical humanitarian necessity.