Kadınların menstrual döneme ilişkin kültürel inanış ve uygulamalarının belirlenmesi
Künye
Altıntaş E, Dağlar ÖŞ, Mecdi Kaydırak M. Kadınların Menstrual Döneme İlişkin Kültürel İnanış ve Uygulamalarının Belirlenmesi. Etkili Hemşirelik Dergisi. 2025;18(4): 634-647.Özet
Giriş: Kadınların genel sağlığı için temel bir unsur olan menstrüasyon sağlığı, kadınların kültürel inanış ve uygulamaları
tarafından şekillenerek fiziksel, zihinsel ve sosyal alanlarında önemli etkiler yaratmaktadır.
Amaç: Bu çalışmada, kadınların menstrual döneme ilişkin kültürel inanış ve uygulamalarının belirlenmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: Tanımlayıcı-karşılaştırmalı tasarımda yapılan çalışma 528 kadın ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri
araştırmacılar tarafından literatür doğrultusunda oluşturulan soru formu kullanılarak Google anket aracılığı ile Temmuz Eylül 2022 tarihleri arasında toplanmıştır. Veriler, SPSS 24.0 paket programında tanımlayıcı istatistikler ve ki kare testi
kullanılarak değerlendirilmiştir.
Bulgular: Katılımcıların ortalama 24.92±6.62 yaşında olduğu, %79.4’ünün üniversite düzeyinde eğitim gördüğü
saptandı. Kadınların %98.7’sinin hijyenik ürün olarak pedi tercih ettikleri görülmüş fakat %68’i ped alırken zorlandığını
ve %40.7’si pedlerin pahalı olduğu ve bu yüzden almakta maddi güçlük çektiğini belirtmiştir. Ayrıca kadınların ped
alırken kaliteden ziyade bütçelerine en uygun olan pedleri tercih ettikleri belirlendi. Katılımcıların menstrüasyon
günlerini sırasıyla; “regli oldum”, “hasta oldum”, “anavatan kan ağlıyor”, “halam geldi” ve “kirlendim” şeklinde ifadeleri
kullanarak tanımladıkları saptandı. Ayrıca %55.5’inin dini vecibeleri yerine getirmediği, %50.8’inin cinsel ilişkiye
girmediği, %28.4’ünün mezarlık ziyareti yapmadığı, %20.5’inin kıl tüy almadığı ve %10.4’ünün tırnak kesmediği
belirlendi. 18-24 yaş arasındaki genç kadınların menstrual dönemlerini daha olumlu ifadelerle tanımladıkları, menstrual
döngüleri ile ilgili anneleri ve eş/erkek arkadaşlarıyla daha rahat konuşabildikleri belirlendi.
Sonuç: Araştırma sonucunda kadınların menstrual dönemde en yaygın kültürel inanışlarının “dini vecibeler yerine
getirilmez” ve “cinsel ilişkiye girilmez” olduğu görülmüştür. Kadınların sağlık durumunu ve sosyal yaşamını olumsuz
yönde etkileyebilen tabuları azaltmak için her yaştaki kadınlara menstrual döneme ilişkin eğitim ve danışmanlık
yapılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir. Background: Menstrual health, which is a fundamental element for women’s general health, is shaped by women’s
cultural beliefs and practices and creates significant effects on their physical, mental and social areas.
Objectives: In this study, it was aimed to determine the cultural beliefs and practices of women regarding the menstrual
period.
Methods: A descriptive, comparative study was undertaken with 528 female participants. Research data were gathered
via a Google survey employing a questionnaire crafted by the researchers in accordance with existing literature, during
July-September 2022. The collected data were analyzed using descriptive statistics and the chi-square test within the
SPSS 24.0 statistical package.
Results: Participants, averaging 24.92±6.62 years old, predominantly held a university education (79.4%). While
98.7% favored pads for hygiene, 68% faced challenges in acquiring them, and 40.7% experienced financial constraints.
Notably, affordability took precedence over quality in pad selection. Common descriptors for menstruation included ‘I
got my period,’ ‘I got sick,’ ‘the motherland is bleeding,’ ‘my aunt came,’ and ‘I got dirty.’ Additionally, 55.5% did not
fulfill religious obligations, 50.8% abstained from sexual intercourse, and various percentages refrained from cemetery
visits, hair removal, and nail-cutting. Women aged 18-24 expressed menstrual experiences positively, displaying ease in
discussing cycles with mothers and spouses/boyfriends.
Conclusion: Prevalent cultural beliefs during menstruation involve unmet religious obligations and restricted sexual
activity. Offering comprehensive menstrual health education and counseling to women of all ages can alleviate taboos
that may negatively impact well-being and social interactions.
Kaynak
Etkili Hemşirelik DergisiCilt
18Sayı
4Bağlantı
https://doi.org/10.46483/jnef.1415754https://dergipark.org.tr/tr/pub/jnef/issue/95176/1415754
https://hdl.handle.net/20.500.12780/1253


















