Vücut ağırlığı denetiminde güncel bir yaklaşım: sezgisel yeme
Künye
Aydoğdu G, AKBULUT G (2024). Vücut Ağırlığı Denetiminde Güncel Bir Yaklaşım: Sezgisel Yeme. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 13(2), 974 - 983.Özet
Obezite prevalansı dünya çapında giderek
artmaktadır ve obeziteye yönelik birçok farklı tedavi
yaklaşımı ileri sürülmüştür. Diyet zihniyetini
reddeden, bireyin fizyolojik açlık ve tokluk
sinyallerine göre beslenmesini vurgulayan “Sezgisel
Yeme” bu önemli yaklaşımlardan bir tanesidir.
Bireylerin bulundukları obezojenik çevre, dışsal
ipuçları sezgisel yeme davranışının azalmasına neden
olarak obeziteye yol açabilir. Bu nedenle bireylerin
sezgisel yeme farkındalığının artırılması obeziteye
karşı koruyucu olabilir. Sezgisel yeme durumu ile
beden kütle indeksi (BKİ) arasında negatif bir ilişki
bulunmaktadır. Ancak yapılan klinik çalışmalarda
sezgisel yeme müdahalesinin vücut ağırlığı kaybından
daha çok vücut ağırlığı artışının önlenmesinde daha
etkin olduğunu bulunmuştur. Bununla birlikte sezgisel
yemenin alt boyutu olan açlık ve tokluk sinyallerine
güvenme ve koşulsuz yeme izni bireylerin sağlıksız
besinlere yönelmesiyle ilişkilendirilmiştir. Sezgisel
yeme müdahalesiyle birlikte obez bireyin içsel açlık
ve tokluk sinyallerine yönelmesi sağlanabilse bile
obezite ile birlikte ortaya çıkan açlık-tokluk
hormonlarındaki değişiklikler ve homeostatik ve
hedonik sistemler arasındaki dengenin bozulması
vücut ağırlığı kaybında sezgisel yeme müdahalesinin
etkinliğinin azalmasına sebep olabilir. Ek olarak
bireyin obezite derecesine göre açlık tokluk
sinyallerindeki değişiklikler farklılık gösterebilir bu da
sezgisel yeme müdahalesinin etkinliğini değiştirebilir.
Bu doğrultuda sezgisel yemenin tedavi yaklaşımı
olarak kullanılıp kullanılamayacağına yönelik
örneklem sayısı fazla, farklı obezite derecelerine sahip
bireylerin değerlendirildiği daha fazla klinik çalışma
yapılmasına ihtiyaç vardır. The prevalence of obesity is increasing worldwide
and many different treatment approaches for obesity
have been proposed. One of these important
approaches is "Intuitive Eating" which rejects the diet
mentality and emphasizes nutrition according to the
individual's physiological hunger and satiety signals.
Obesogenic environment of individuals, and external
cues may lead to obesity by decreasing intuitive eating
behavior. Therefore, increasing the awareness of
intuitive eating may be protective against obesity.
There is a negative relationship between intuitive
eating and body mass index (BKİ). However, clinical
studies have found that intuitive eating intervention is
more effective in preventing body weight gain than
body weight loss. Moreover, relying on hunger and
satiety signals and unconditional permission to eat,
which are sub-dimensions of intuitive eating, have
been associated with individuals' tendency towards
unhealthy foods. Even if the obese individual can be
directed to internal hunger and satiety signals with the
intuitive eating intervention, the changes in hunger satiety hormones that occur with obesity and the
disruption of the balance between the homeostatic and
hedonic systems may cause a decrease in the
effectiveness of the intuitive eating intervention in
body weight loss. In addition, changes in hunger and
satiety signaling may differ according to the degree of
obesity of the individual, which may change the
effectiveness of the intuitive eating intervention. In
this direction, more clinical studies are needed to
evaluate whether intuitive eating can be used as a
treatment approach, in which individuals with large
sample sizes and different degrees of obesity are
evaluated.
Kaynak
Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri DergisiCilt
13Sayı
2Bağlantı
https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/1246039/vucut-agirligi-denetiminde-guncel-bir-yaklasim-sezgisel-yemehttps://dergipark.org.tr/tr/pub/gumussagbil/issue/85474/1367380
https://doi.org/10.37989/gumussagbil.1367380
https://hdl.handle.net/20.500.12780/859