• Türkçe
    • English
  • English 
    • Türkçe
    • English
  • Login
View Item 
  •   DSpace Home
  • Fakülteler
  • İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi
  • Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
  • Bildiri Koleksiyonu
  • View Item
  •   DSpace Home
  • Fakülteler
  • İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi
  • Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
  • Bildiri Koleksiyonu
  • View Item
JavaScript is disabled for your browser. Some features of this site may not work without it.

Territorial waters dispute in the Aegean Sea: An examination of the Turkey-Greece territorial waters issue

Thumbnail

View/Open

Özet / Abstract (3.559Mb)

Date

2025

Author

Özer, Çağlar

Metadata

Show full item record

Citation

Özer, Çağlar. Territorial waters dispute in the Aegean Sea: An examination of the Turkey-Greece territorial waters issue. VII. Baskent International Conference on Multidisciplinary Studies, 2025, 377-378.

Abstract

The Aegean Sea has been the scene of a multidimensional maritime jurisdiction dispute between Turkey and Greece that has been ongoing for many years and has occasionally reached the level of military tension. This paper analyzes the jurisdiction disputes between the two countries, particularly in the context of territorial waters, in light of their historical background, international legal context, and current developments. Greece, as a party to the United Nations Convention on the Law of the Sea (1982), argues that it has the right to extend its territorial waters to 12 miles; in contrast, Turkey asserts that the Aegean Sea is a semi-enclosed sea and that such an extension would seriously limit Turkey's access to the sea. For this reason, Turkey declared in 1995 that Greece's extension of its territorial waters to 12 miles would be considered a “casus belli” (cause for war). The origin of the issue dates back to the 1923 Treaty of Lausanne and the 1947 Treaty of Paris, which determined the status of the islands, islets, and rocks in the Aegean Sea; however, the territorial waters issue was brought back to the agenda in subsequent years through Greece's unilateral initiatives. Turkey argues that if territorial waters in the Aegean Sea are extended to 12 miles, 70% of the maritime areas will come under Greek control, which would constitute an unfair division. Additionally, there is a fundamental disagreement between the parties regarding whether the islands in the Aegean Sea have the authority to extend their territorial waters. Turkey argues that recognizing territorial waters for islands located very close to the mainland coast would violate the principle of fairness. The statement also briefly touches on other related areas of dispute, such as the legal arguments of the parties, the continental shelf, airspace, the FIR line, and the militarization of the islands. These issues further complicate the territorial waters debate in the Aegean and harden the positions of the parties. In the context of current developments, the NAVTEX crises that occurred after 2020, the activities of the Oruç Reis seismic research vessel, and regional alliance initiatives (such as the Greece-France defense agreement) have brought the maritime jurisdiction disputes in the Aegean and Eastern Mediterranean to a multilateral and geopolitical dimension. In this context, the study emphasizes that the territorial waters issue between Turkey and Greece should be addressed not only in the context of bilateral relations but also in terms of regional peace and security, and draws attention to the need to establish a constructive and continuous dialogue mechanism between the parties based on international law. At the same time, it is considered that mechanisms such as maritime law courts or international arbitration should be brought to the fore in resolving this issue. Reaching a compromise in line with common interests, away from maximalist demands, will contribute to stability not only in the Aegean but also in the Eastern Mediterranean.
 
Ege Denizi, Türkiye ile Yunanistan arasında uzun yıllardır süregelen ve zaman zaman askeri gerilim boyutuna ulaşan çok boyutlu bir deniz yetki alanları ihtilafına sahne olmaktadır. Bu bildiride, özellikle karasuları sorunu çerçevesinde iki ülke arasındaki yetki alanı uyuşmazlıkları, tarihsel arka planı, uluslararası hukuk bağlamı ve güncel gelişmeler ışığında analiz edilmektedir. Yunanistan, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne (1982) taraf olarak karasularını 12 mile çıkarma hakkına sahip olduğunu savunmakta; buna karşılık Türkiye, Ege Denizi'nin yarı kapalı bir deniz olduğunu ve söz konusu genişletmenin Türkiye’nin denize erişimini ciddi ölçüde sınırlayacağını ileri sürmektedir. Bu nedenle Türkiye, 1995 yılında TBMM tarafından alınan bir kararla Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasının "casus belli" (savaş nedeni) olarak değerlendirileceğini ilan etmiştir. Sorunun kökeni, 1923 Lozan ve 1947 Paris Antlaşmaları'na kadar uzanmakta olup, bu antlaşmalarda Ege’deki ada, adacık ve kayalıkların statüsü belirlenmiş; ancak karasuları meselesi ilerleyen yıllarda Yunanistan’ın tek taraflı girişimleriyle yeniden gündeme gelmiştir. Türkiye, Ege Denizi'nde karasularının 12 mile çıkarılması durumunda, deniz alanlarının %70'inin Yunanistan'ın kontrolüne geçeceğini, bunun da adil olmayan bir paylaşım anlamına geleceğini ileri sürmektedir. Ayrıca Ege’deki adaların karasuları genişletme yetkisine sahip olup olmadığı konusunda da taraflar arasında temel bir görüş ayrılığı bulunmaktadır. Türkiye, anakara kıyılarına çok yakın konumdaki adalara karasuları tanınmasının hakkaniyet ilkesine aykırı olduğunu savunmaktadır. Bildiride ayrıca, tarafların hukuki argümanları, kıta sahanlığı, hava sahası, FIR hattı ve adaların silahlandırılması gibi diğer ilgili uyuşmazlık alanlarına da kısa şekilde değinilmektedir. Bu sorunlar, Ege’deki karasuları tartışmalarını daha da karmaşık hale getirmekte ve tarafların pozisyonlarını sertleştirmektedir. Güncel gelişmeler bağlamında ise 2020 sonrası yaşanan NAVTEX krizleri, Oruç Reis sismik araştırma gemisinin faaliyetleri ve bölgesel ittifak girişimleri (örneğin Yunanistan-Fransa savunma anlaşması) Ege ve Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanları tartışmalarını çok taraflı ve jeopolitik bir boyuta taşımıştır. Bu kapsamda çalışma, Türkiye-Yunanistan arasındaki karasuları sorununun sadece ikili ilişkiler bağlamında değil, aynı zamanda bölgesel barış ve güvenlik açısından da ele alınması gerektiğini vurgulamakta; taraflar arasında uluslararası hukuk temelinde yapıcı ve sürekli bir diyalog mekanizmasının oluşturulmasının zorunluluğuna dikkat çekmektedir. Aynı zamanda bu sorunun çözümünde deniz hukuku mahkemeleri veya uluslararası tahkim gibi mekanizmaların daha fazla gündeme gelmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Tarafların maksimalist taleplerden uzak durarak ortak çıkarlar doğrultusunda uzlaşmaya varması, sadece Ege’de değil, Doğu Akdeniz'de de istikrara katkı sağlayacaktır.
 

Source

VII. Baskent International Conference on Multidisciplinary Studies

URI

https://www.izdas.org/books
https://hdl.handle.net/20.500.12780/1256

Collections

  • Bildiri Koleksiyonu [5]



DSpace software copyright © 2002-2015  DuraSpace
Contact Us | Send Feedback
Theme by 
@mire NV
 

 




| Instruction | Guide | Contact |

DSpace@Kent

by OpenAIRE
Advanced Search

sherpa/romeo

Browse

All of DSpaceCommunities & CollectionsBy Issue DateAuthorsTitlesSubjectsTypeLanguageDepartmentCategoryPublisherAccess TypeInstitution AuthorThis CollectionBy Issue DateAuthorsTitlesSubjectsTypeLanguageDepartmentCategoryPublisherAccess TypeInstitution Author

My Account

LoginRegister

DSpace software copyright © 2002-2015  DuraSpace
Contact Us | Send Feedback
Theme by 
@mire NV
 

 


|| Guide || Instruction || Library || İstanbul Kent University || OAI-PMH ||

İstanbul Kent University, İstanbul, Turkey
If you find any errors in content, please contact:

Creative Commons License
İstanbul Kent University Institutional Repository is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 Unported License..

DSpace@Kent:


DSpace 6.2

tarafından İdeal DSpace hizmetleri çerçevesinde özelleştirilerek kurulmuştur.