• Türkçe
    • English
  • Türkçe 
    • Türkçe
    • English
  • Giriş
Öğe Göster 
  •   DSpace Ana Sayfası
  • Enstitüler
  • Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  • Psikoloji Ana Bilim Dalı
  • Yüksek Lisans Tez Koleksiyonu
  • Öğe Göster
  •   DSpace Ana Sayfası
  • Enstitüler
  • Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  • Psikoloji Ana Bilim Dalı
  • Yüksek Lisans Tez Koleksiyonu
  • Öğe Göster
JavaScript is disabled for your browser. Some features of this site may not work without it.

Yetişkin bireylerde obsesif inanış düzeyleri ile çocukluk çağı olumsuz yaşantıları, bilişsel çarpıtmalar ve ruminasyon arasındaki ilişkisinin incelenmesi

Thumbnail

Göster/Aç

Tam metin / Full text (1.642Mb)

Tarih

2021

Yazar

Ertaç, Büşra

Üst veri

Tüm öğe kaydını göster

Künye

Ertaç, B. (2021). Yetişkin bireylerde obsesif inanış düzeyleri ile çocukluk çağı olumsuz yaşantıları, bilişsel çarpıtmalar ve ruminasyon arasındaki ilişkisinin incelenmesi. Yayımlanmış yüksek lisans tezi. İstanbul Kent Üniversitesi, İstanbul.

Özet

Obsesif inanışlar, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) riski altındaki bireylerin, belirli istenmeyen zihinsel müdahalelerin ortaya çıkmasıyla, istenmeyen müdahaleci düşünceleri hatalı değerlendirmelerine veya yanlış yorumlamalarına yol açan bilişsel süreçlerdir. Bu çalışmada obsesif inanışlar ile çocukluk çağı olumsuz yaşantıları, ruminasyon ve bilişsel çarpıtmalar arasındaki ilişkilerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, 346 gönüllüye (178 kadın ve 168 erkek), sosyodemografik form, Obsesif İanışlar Ölçeği – 44 (OİÖ), Çocukluk Çağı Olumsuz Yaşantıları Ölçeği (ÇÇOYÖ), Ruminatif Düşünce Biçimi Ölçeği (RDBÖ) ve Bilişsel Çarpıtmalar Ölçeği (BÇÖ) verilmiştir. Katılımcılardaki obsesif inanış düzeyleri persentil gruplamasıyla düşük, orta ve yüksek olmak üzere kategorize edilmiş ve bu üç grup arasında ÇÇOYÖ, RDBÖ, BÇÖ ve alt boyutları skorları ile farklılıklar araştırılmıştır. Bulgulara göre, yüksek obsesif inanışa sahip katılımcılar, düşük obsesif inanışa sahip katılımcılara göre anlamlı ölçüde daha fazla çocukluk çağı olumsuz yaşantıları, ruminasyon ve bilişsel çarpıtma skorlarına sahiptirler. Erkek katılımcılarda kadın katılımcılara göre anlamlı ölçüde daha fazla toplam obsesif inanış, sorumluluk tehlike beklentisi, mükemmeliyetçilik – kesinlik ve önem verme düşüncelerin kontrolü skorları bulunmuştur. Kadın katılımcılarda ise, erkek katılımcılara kıyasla daha fazla çocukluk çağı olumsuz yaşantıları ve felaketleştirme bilişsel çarpıtması bulunmuştur. Sonuç olarak, bu çalışma obsesif inanışların doğasını, çocukluk çağı olumsuz yaşantıları, ruminasyon ve bilişsel çarpıtmalar ve alt boyutları faktörleriyle açıklamaktadır. Klinisyenler, obsesif inanış ve OKB tedavisinde, bu faktörleri hedeflemeyi göz önünde bulundurmalıdır.
 
Obsessive beliefs risen as misinterpreted and unwanted intrusive thoughts, with the emergence of certain unwanted mental interventions. are cognitive processes that lead individuals at risk of obsessive-compulsive disorder (OCD). In this study, it was aimed to determine the relationships between obsessive beliefs and childhood negative experiences, rumination and cognitive distortions. For this purpose, 346 volunteers (178 females and 168 males) were given the sociodemographic form, Obsessive Beliefs Questionnare- 44 (OBQ), Childhood Negative Experiences Scale (ACE), Ruminative Thinking Style Questionnare (RTSQ) and Cognitive Distortions Scale (CDS). The obsessive belief levels of the participants were categorized as low, intermediate and high with percentile grouping, and the differences between these three groups were investigated with the scores of ACE, RTSQ, CDS and its sub-dimensions. According to the findings, participants with high obsessive beliefs had significantly higher childhood negative experiences, rumination and cognitive distortion scores compared to participants with low obsessive beliefs. Significantly higher total obsessive beliefs, responsibility, perfectionism and thoughts obsessive belief sub-dimensions scores were found in male participants compared to female participants. On the other hand, female participants had more childhood negative experiences compared to male participants. In conclusion, this study explains the nature of obsessive beliefs considering the factors of childhood negative experiences, rumination and cognitive distortions and its sub-dimensions. Clinicians should consider targeting these factors when treating obsessive beliefs and OCD.
 

Bağlantı

https://hdl.handle.net/20.500.12780/293

Koleksiyonlar

  • Yüksek Lisans Tez Koleksiyonu [77]



DSpace software copyright © 2002-2015  DuraSpace
İletişim | Geri Bildirim
Theme by 
@mire NV
 

 




| Yönerge | Rehber | İletişim |

DSpace@Kent

by OpenAIRE
Gelişmiş Arama

sherpa/romeo

Göz at

Tüm DSpaceBölümler & KoleksiyonlarTarihe GöreYazara GöreBaşlığa GöreKonuya GöreTüre GöreDile GöreBölüme GöreKategoriye GöreYayıncıya GöreErişim ŞekliKurum Yazarına GöreBu KoleksiyonTarihe GöreYazara GöreBaşlığa GöreKonuya GöreTüre GöreDile GöreBölüme GöreKategoriye GöreYayıncıya GöreErişim ŞekliKurum Yazarına Göre

Hesabım

GirişKayıt

DSpace software copyright © 2002-2015  DuraSpace
İletişim | Geri Bildirim
Theme by 
@mire NV
 

 


|| Rehber || Yönerge || Kütüphane || İstanbul Kent Üniversitesi || OAI-PMH ||

İstanbul Kent Üniversitesi, İstanbul, Türkiye
İçerikte herhangi bir hata görürseniz, lütfen bildiriniz:

Creative Commons License
İstanbul Kent Üniversitesi Institutional Repository is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 Unported License..

DSpace@Kent:


DSpace 6.2

tarafından İdeal DSpace hizmetleri çerçevesinde özelleştirilerek kurulmuştur.