Üniversite öğrencilerinde erken dönem uyumsuz şemaların yalnızlık, umutsuzluk ve depresif belirtiler ile ilişkisinin incelenmesi
Citation
Gürsoy, E, Y. (2021). Üniversite öğrencilerinde erken dönem uyumsuz şemaların yalnızlık, umutsuzluk ve depresif belirtiler ile ilişkisinin incelenmesi. Yayımlanmış yüksek lisans tezi. İstanbul Kent Üniversitesi, İstanbul.Abstract
Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinde, erken dönem uyumsuz şemaların yalnızlık, 
umutsuzluk ve depresif belirtiler üzerindeki etkisi incelenmiştir. Ek olarak, erken dönem 
uyumsuz şemalar, depresif belirtiler, yalnızlık, umutsuzluk ve bazı sosyodemografik 
değişkenlerin ilişkisi de ortaya konmuştur. Çalışmanın örneklemini 727’si kadın, 349’u erkek 
olmak üzere toplam 1076 kişi oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında, Young Şema Ölçeği, 
Beck Depresyon Ölçeği, UCLA Yalnızlık Ölçeği ve Beck Umutsuzluk Ölçeği kullanılmıştır. 
Veriler, katılımcı gönüllülüğü esas alınarak Google Forms ile toplanmıştır.
Araştırmada, katılımcıların çeşitli demografik özelliklerine ve verdikleri bilgilere göre 
dağılımlarını belirlemek üzere betimsel istatistiklerden yararlanılmıştır. Ayrıca, araştırmanın 
değişkenleri arasındaki ilişkilerin belirlenebilmesi için Bağımsız Örneklem T-Testi, Anova,
Manova, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Analizi ve Çoklu Doğrusal Regresyon 
Analizi kullanılmıştır.
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre erken dönem uyumsuz şemalar ile depresif belirtiler, 
yalnızlık ve umutsuzluk arasında anlamlı ve pozitif ilişki tespit edilmiştir. Ek olarak, kadınların 
yüksek standartlar ve kendini feda etme şemalarında erkeklerden daha yüksek puanlar aldığı 
belirlenmiştir. Diğer yandan, erkeklerin duygusal yoksunluk, kusurluluk, sosyal izolasyon
şemalarında kadınlara göre daha yüksek puanlar aldığı görülmüştür. Ayrıca, erkeklere göre 
kadınların daha fazla depresif belirti gösterdiği, kadınlara göre erkeklerin daha fazla yalnızlık 
yaşadığı görülmüştür. Umutsuzlukta ise, cinsiyet açısından anlamlı fark bulunmamıştır.
Umutsuzluk ve yalnızlıktaki artışın, depresif belirtilerdeki artışı yordadığı da araştırmanın 
bulguları arasındadır. Elde edilen bulgular doğrultusunda veriler yorumlanmış ve ilgili literatür 
doğrultusunda tartışılmıştır. In this study, the effects of early maladaptive schemas on loneliness, hopelessness and 
depressive symptoms were examined in university students. In addition, the relationship of early 
maladaptive schemas, depressive symptoms, loneliness, hopelessness, and some 
sociodemographic variables were also revealed. The sample of the study consists of a total of 
1076 people, 727 of whom are women and 349 of them are men. Young Schema Questionnaire, 
Beck Depression Inventory, UCLA Loneliness Scale and Beck Hopelessness Scale were used 
within the scope of the study. Data was collected using Google Forms based on participant 
volunteerism.
In the study, descriptive statistics were used to determine the distribution of the participants 
according to their various demographic characteristics and the information they provided. In 
addition, Independent Sample T-Test, Anova, Manova, Pearson Product-Moment Correlation 
Analysis and Multiple Linear Regression Analysis were used to determine the relationships 
between the variables of the study.
According to the findings obtained from the study, a significant and positive relationship was 
found between early maladaptive schemas and depressive symptoms, loneliness and 
hopelessness. In addition, women scored higher than men in schemes of self-sacrifice and 
unrelenting standards. On the other hand, it was observed that men got higher scores than 
women in schemes of emotional deprivation, defectiveness and social isolation. In addition, it 
was observed that women showed more depressive symptoms than men and men experienced 
more loneliness than women. In hopelessness, no significant difference was found in terms of 
gender. It is also among the findings of the study that an increase in hopelessness and loneliness 
predicts the increase in depressive symptoms. In line with the findings obtained, the data were 
interpreted and discussed in accordance with the relevant literature. 


















